ALTIN VURUŞ!

İSMAİL SARIÇAY
E-Posta: isaricay@gmail.com

            GENÇLERE KARŞI KURULAN TUZAKLAR

            Gençlik bir milleti ayakta tutan en büyük güçtür. Gençlik bir ülkenin dinamizmi,geleceği,ufku ve yarınlarının sahibi olacak nesillerdir. Eğer bir millet genç nesillerine sahip çıkmaz,onları maddi, manevi varlıklarıyla ve çağın bilgi,teknoloji ve sanat dallarıyla donatamazsa,bir başka deyimle onları çağa uygun şartlarla eğitemezse o ülkenin geleceği karanlıktır,kaostur,sahipsizdir ve geri kalmışlıktır.

 Bunun sonucu madden ve manen çöküşün bütün temelleri atılmış,her türlü toplumsal hastalıkların besin kaynakları oluşmuş demektir.

            Bizde bu yazımızda gençliğimizin yaşadığı hastalıkların başında gelen uyuşturucu ve alkol kullanma alışkanlıkları üzerinde durup elimizden geldiğince gençlerimizi uyarmaya ve onları alkol ve uyuşturucu tacirlerine karşı uyanık olmaya  çalışacağız.

             Çağımızın vebası olarak bilinen ”UYUŞTURUCU” çağımız gençliğini derinden etkilemekte,bunalımlar ve onarılması güç yıkımlar meydana getirmektedir. Gençler,maddi ve ruhi bunalımlarını uyuşturucu vasıtasıyla güya unutmaya çalışmakta ve sorunlarından aldatıcı da olsa kurtulmaya çalışmaktadırlar. Hatta “ALTIN VURUŞ”  dedikleri ölüme yolculuğu,kurtuluş olarak görmektedirler.

 Ne acıdır ki bütün bu sonuçlar toplumu derinden sarsmakta,nice gençleri felâketlere sürüklemekte,nice anne ve babaları kahretmekte, onların dünyalarını yıkmaktadır. Halbuki sorunları tehlikeli yollarla unutmaya çalışmaktansa,gerçekleri kabul edip zorda olsa çözüm yolları aranmalıdır.

Elbette insan kendini kolaycılığa ve en hafif sorunlara göre hazırlarsa,gelecekte başına gelebilecek ağır problemler karşısında bocalayacaktır. Onun için insan kendisini en ağır koşulları göğüsleyebilecek şekilde madden ve manen  yetiştirdiği taktirde altından kalkamayacağı hiç bir problemin olacağını sanmıyorum. Çünkü her problemin öyle veya böyle bir çözüm yolu bulunur.

Üstelik kendini uyuşturmakla veya canına kıymakla neyi halledeceksin. Sanki karşısında bocaladığın ve yenilgiyi kabul ettiğin problem sen kendini uyuşturunca veya canınla ödeyince çözülecek mi? Eğer böyle bir yolla çözülebileceğine inanıyorsa bir insan,ya cehaletin girdaplarında yüzüyordur yada ruhi bunalımlar içerisinde bocalıyor demektir. Bu da kişinin derhal ve gönüllü olarak tedavi olmasını gerektirir. Bundan da korkmamak gerekir.

            Yaşadığımız çağın baş belası,insan ve toplumların sonunu hazırlayan tuzak, ‘ALKOLİZM VE UYUŞTURUCU’ dur.

             İnsan ve insanlığı korumak isteyen, bu iki tehlikeye karşı uyanık olmak zorundadır. Dünya genelinde istatistikler gözden geçirilir,günlük basın ve medya iyi izlenirse,günümüz insanı ve toplumlardaki bela ve felaketlerde “ALKOL VE UYUŞTURUCU”nun izleri hemen gözükür. Bunlardan birisi ülkemizde olan trafik kazalarıdır. Trafik kazaları ülkemizde bir felaket haline gelmiş,her yıl binlerce insanımızı bu kazalarda maalesef kaybediyoruz ve sakat bırakıyoruz.

Ülkemizde olan trafik kazalarının %61’nin alkollü insanlar tarafından yapıldığı yetkililerce açıklanmaktadır.

            Televizyon haberlerinde her gün şahit olduğumuz trafik kazalarının büyük çoğunluğunda arabaların içinden bira şişeleri çıktığını dehşetle izliyoruz. Buna rağmen öyle anlaşılıyor ki hiç kimse bunlardan ibret de almıyor,ne yazık ki tedbir de almıyor. Bu arada nice çocuklar yetim ve öksüz,nice ana ve babalar evlatsız, niceleri de dul ve eşsiz kalıyor. Ayrıca trilyonlarla ifade edilen maddi kayıplar da meydana gelmektedir.

            Gelişen ve zenginleşen dünyanın,pek çok sıkıntıyı aşmasına rağmen bu iki bela ile yeteri kadar mücadele ettiği söylenemez. Hatta bu iki belanın birer SÖMÜRÜ VE UŞAKLAŞTIRMA vasıtası olarak kullanıldığı söylenebilir.

            Günümüz toplumlarını rahatsız eden; TERÖR,BÖLÜCÜLÜK, İNTİHAR, CİNAYET ve TRAFİK BELASINDA bu iki illetin çok büyük rolü vardır. İntihar saldırılarında kullanılan fertlerin uyuşturucu müptelalarından seçilmesi tesadüfi değildir. Dünyada olduğu gibi,son yıllarda Türkiye de de UYUŞTURUCU VE ALKOLİZM’in belli çevrelerce teşvik edilip yaygınlaştırılmakta olduğu gözlenmektedir.

            PKK’yi Türkiye’nin başına bela edenler PKK’nin arkasındaki asıl güçlerin”UYUŞTURUCU ve ALKOLİZMİ” gizlemede oldukça başarılı oldukları görülmektedir. Gençlerin kandırılıp tuzağa düşürülmesi,bölücü hareketler ve çeteler hep bu alkolizm ve uyuşturucudan sağlanan paralarla beslenmektedirler.1990’lı yılların başlarında görüldüğü üzere SOVYETLER BİRLİĞİ’nin çöküşünü hazırlayan en büyük sebeplerden birinin de ALKOLİZM(özellikle VOTKA) olduğu SOVYET bilim adamlarınca da kabul edilmektedir1.

Eğer gerekli tedbirler alınmazsa yakın gelecekte de ülkemizin büyük tehlikelerle karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Çok kısa zaman öncesi PKK’nin yapmış olduğu intihar saldırılarında kullandığı militanlara uyuşturucu vererek bu eylemleri yaptırdığı devlet yetkililerince açıklanmıştır.

            Gençlerimizi bu tuzağa çekmek isteyenler,onlara pembe laflar söyleyerek kandırmaya çalışmakta ve içlerine çekmektedirler.

           

Sigaraya alışır gibi, Alkol ve Uyuşturucuya alışan kişiler bu alışkanlıklarını ÇAĞDAŞLIK ve EĞLENCE vasıtası olarak sunmakta,sıkıntılardan kurtulma yolu olarak kabul ettirmeye çalışmaktadırlar. Hatta alkol ve uyuşturucu almamak, TUTUCULUK, GERİ KAFALILIK VE ÇAĞDIŞILIK olarak suçlanmakta ve gençleri bu suçlamalarla baş başa bırakarak alkol ve uyuşturucu almaya zorlamaktadırlar.

            Uyuşturucu,özellikle gelişmiş  ülkelerin baş belası haline gelmiş,gençliğini bu zehrin pençelerine kaptırmış batı ülkeleri son 15-20 yıldır kendi geleceklerini nasıl kurtarabileceklerinin hesaplarını yaparken,bu illet sessiz sedasız ülkemize de bulaşmıştır. Uyuşturucu bizim hem milli hem de dini inançlarımıza ters düşmesi ve güçlü aile yapımıza zarar veremeyeceği düşüncesiyle, ilk zamanlar ülkemizde pek dikkate alınmamıştı.

Ancak ülkemiz üzerinde emelleri olanların gençlerimizi de bu bataklığa itmeleri gecikmemiştir. Ülkemiz uyuşturucu trafiğinde köprü haline getirilmiş,maalesef gençlerimizden bir kısmı bu tuzağa düşmüştür. Gençlerimizi bu tuzağa düşmeden önce uyuşturucu konusunda  bilgilendirmemiz ve onlara uyuşturucuyu ve sebep olduğu korkunç tehlikeleri tanıtmamız gerekiyor. O halde uyuşturucunun tanımıyla işe başlayalım.

 

UYUŞTURUCUNUN TANIMI: Uyuşturucu;Sinirlere ve sinir merkezlerine az veya çok uyuşukluk veren morfin,kokain,eroin,afyon ve esrar gibi maddelere denir.

            Bir başka ifadeyle,uyuşturucu madde; tıbbi amaçlar dışında kullanıldığı taktirde,insanların maddi ve manevi sağlığı üzerinde kötü etkiler yapan,fert ve toplum için ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren,alışkanlık yapan, kanunların bulundurulmasını, kullanılmasını ve satışını yasakladığı maddelerdir.

            Bu maddeler sindirim veya solunum organları yoluyla yada kana şırınga yoluyla zerk edilerek alınır veya verilir.

            Uyuşturucu maddeler niteliği ne olursa olsun ister tabii,isterse kimyasal yollarla elde edilsin sonuç olarak aynı zararlı etkileri göstermektedir.

            Uyuşturucu madde kullanımı ve alışkanlığı insanlık tarihi kadar eskidir. Tarih boyunca insanlar tavır,davranış ve sağlık üzerinde etkileri olan,önceleri”DOĞAL KAYNAKLI” daha sonra “YAPAY KAYNAKLI” uyuşturucu madde ve ilaçları bulmuş ve kullanmışlardır. Uyuşturucu madde bağımlılığı, geçmişten bu güne kadar  devam ede gelmiştir.

            Yurdumuzda da uyuşturucu madde kullanımında son yıllarda artışlar olduğu istatistiklerde belirtilmektedir.

             Aşağıdaki tablo bu durumu gözler önüne sermektedir.

  

 ZAVALLI KURTULUŞ ZANNEDİYOR!

YILLARA GÖRE UYUŞTURUCU KULLANIMI

YILI

KULLANICI SAYISI

1992

                      802

1993

                    1068

1994

                   2189

1995

                   1721

1996

                   2570

1997

                   2776

           

Tabloda görüldüğü gibi neredeyse her yıl uyuşturucu kullananların sayısı katlanarak artmakta ve tehlikeli boyutlara ulaşmaktadırlar. Hatta liseler seviyesine kadar inerek okullarımız çevresinde uyuşturucu pazarları oluşturmaya çalışıldığı, emniyet güçlerinin değişik zamanlarda yaptıkları operasyonlarda ele geçirilen kişilerin ifadelerinden anlaşılmaktadır.

Bu arada uyuşturucu etkisi olup da uyuşturucu kapsamına girmeyen alımı ve satımı serbest olan uçucu maddelerden de kısaca bahsetmekte fayda vardır.

            Bu maddeler TİNER,BALİ vb. uçucu ve yapıştırıcı maddeler olup genellikle kimsesiz, genç ve fakir kesimin tercih ettiği maddelerdir. Bulunmasının kolay ve ucuz olması bu maddenin kullanımının cezai müeyyidesinin bulunmaması, bu maddelerin kullanılmasını artırmaktadır. Ancak uyuşturucu madde kapsamına girmeyen bu maddeler zamanla uyuşturucu kullanımına zemin hazırlamaktadır. Ülkemizde yakın zamanda “TİNERCİ ÇOCUK”denilen bu genç insanların ne kadar ürkütücü cinayetler işlediklerine hep birlikte şahit olduk.

            İstanbul ve diğer bazı şehirlerde insanları kaçırarak(İstanbul’da bir ana-kızı kaçırarak)nasıl hunharca katletmişlerdi hala hafızalarımızdan silinmemiştir.

İşte tinerci denilen bir gencin ibretlerle dolu son hali görülüyor. Yazık değil mi?

         Yine 13 eylül 1999 günü SATANİST denilen (şeytancı yada şeytana tapanlar) üç genç, yetkililerden ve televizyonlardan öğrendiğimize göre uçucu madde kokladıktan sonra Şehriban Coşkunfırat adındaki bir genç kızı şeytana kurban etme bahanesiyle öldürüp mezarlığa kendi elleriyle gömmüşlerdir. Bu tüyler ürperten olaylar da gösteriyor ki, bu maddelerinde küçümsenmemesi gerekiyor.

İnsanların  bu gibi akla,ruha,bedene ve bilumum insan sağlığına zarar veren bu tip maddelerden uzak durmaları gerekmektedir. Aksi taktirde ne büyük felaketlere yol açabileceğini hepimiz canlı şahit olarak gördük ve görmeye de devam ederiz.

 

UYUŞTURUCUNUN İNSANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ     BAKIMINDAN  SINIFLANDIRILMASI

1-DEPRESANLAR. Akli faaliyeti yavaşlatan,merkezi sinir sistemini  bunalıma sürükleyen maddelerdir. Bu maddeler AFYON ve türevleri   olan MORFİN,EROİN ve KODEİNİ gibi maddelerdir.

2-SİTİMLANTLAR. Bunlar heyecanlanmaya sebebiyet veren,merkezi sinir  sistemini uyaran maddelerdir. Bu maddeler KOKA YAPRAĞI ve  bundan elde edilen KOKAİN’dir

3-HALİSİNOJENLER. Beyinde hayaller veya görüntüler meydana getiren   maddelerdir. LSD bunlardandır.

 

UYUŞTURUCULARDAN BAZILARININ KISA KISA

TANITIMLARI

1-EROİN:Koyu gri renkte olan eroin,uyuşturucu maddelerin en tehlikelisidir. Vücuda giren 1 gram eroin beyinde 1 milyon hücrenin ölümüne sebep olur. İnsanı 1-2 denemede bağımlı hale getirir. Bağımlı hale gelen kişi eroini bulamadığında krize girer. Eroinin tedavisi yok denecek kadar az, oldukça zor ve uzun sürelidir.

         Eroin genellikle buruna çekilerek alınıyor. Mide bulantıları,baş ağrılarına,halsizliğe ve asıl önemlisi de ruhi bozukluklara sebep olur. Bağımlı hale gelen eroinman eroinsiz hiçbir şey yapamaz duruma gelir. Adeta yaşayan bir ölü gibidir.

 2-AFYON:Çiğnenerek,yutularak yada damardan alınarak kullanılan  bir uyuşturucudur. Kalp yavaşlaması,baş dönmesi ve ten renginin solmasına sebep olur.

 3-MORFİN:İğne ile vücuda enjekte edilen morfin;ampul içerisinde satılır. morfin afyonun gösterdiği yan etkileri gösterir.

 4-KOKAİN:Beyaz toz halinde olan bu madde,buruna çekilerek kullanılır. Kokain öldürücü bir maddedir. Solunum yetersizliği,kalp durması ile ani ölümlere sebep olur.

5-LSD:Kokusuz,tatsız,parlak ve mavi renkte olan LSD maddesi suda eritilerek kullanılır. Ağız ve enjekte ile alınan bu madde kokainden daha güçlü ve tehlikelidir. İnsanı kısa süre içinde kölesi haline getirir.

 6-EXTACY:Eroin ve kokain karışımlı,sinirlerde büyük tahribat yapan ölümcül  zehir etkileri olan kimyasal maddeler karışımı olan bir maddedir.

 7-ESRAR. Küçük miktarlarda bir deprasan olarak iş gören,fakat daha büyük dozlarda, HALİSİNOJENLER gibi beyinde hayaller veya görüntüler meydana getirir. Genellikle sigara içine karıştırılarak içilir.

 8-ALKOL. Hareket kabiliyetini sınırlayan,beyin fonksiyonlarını engelleyen maddedir. Bu nedenle kazaların ve cinayetlerin baş sebeplerinden biridir.

 9-UÇUCU MADDELER:Solunum yoluyla vücuda alınan bu maddeler,kısa süreli uyuşukluk ve konuşma yavaşlaması meydana getirirler. Genellikle 10-18 yaş arasındaki çocuklar tarafından kullanılıyorlar. Bunlar BALİ,DERBY gibi yapıştırıcı maddeler ve TİNER gibi boya incelticilerden oluşmaktadır. Uyuşturucu maddelerin bütün dünyada çok büyük bir sorun teşkil etmesi,sadece bağımlılık yapması,insan sağlığına zararlı olması,ölümlere neden olması değil,gelecek nesilleri tehdit edecek kadar kalıtsal bozukluklara sebep olması,bağımlıların suç işleme eğilimlerini teşvik etmesi,silah kaçakçılığı ve uluslararası teröre odak noktası oluşturmasıdır.

UYUŞTURUCULARIN BAZI ÖZELLİKLERİ 

1-Canlı organizmanın yapısını olumsuz etkiler

 

2-Fizik ve psikolojik bağımlılık yapar

 

3-Ruhi,bedeni ve zihni faaliyetleri bozar

 

4-Fert ve toplum yapısını tahrip eder

 

UYUŞTURUCUYA ALIŞMA YAŞ GRUPLARI

            Yapılan son araştırmalar uyuşturucu kullanma yaşı genelde 16-30 yaş arasında daha çok kullanıldığını göstermektedir. Ancak 12-16 yaş arasının ise deneme dönemi olduğu anlaşılmıştır. Bu dönem insan yaşamında “ERGENLİK DÖNEMİ” olarak bilinir.

 Aşağıdaki TABLO bu dağılımı açıkça göstermektedir.

UYUŞTURUCU KULLANANLARIN YAŞ GRUPLARI

                                            (1997)

YAŞ GRUBU

SAYISI

ORANI(%)

16’dan küçük

      91

        7,3

16-30

    880

      70,8

31-45

    245

      19,7

46-65

      25

        2,0

65’den büyük

        2

        0,2

TOPLAM

  1243

    100,0

Tabloda da görüldüğü gibi uyuşturucu kullananların %70,8 ni 16-30 yaşarası gruplar oluşturmaktadır. İnsanların bu yaşlarda yaşadığı psikolojik,sosyolojik ve ekonomik problemlerden kurtuluş olarak uyuşturucuyu seçtikleri anlaşılmaktadır.

Olgun yaş dediğimiz 31-45 yaşları arası uyuşturucu kullanımının %20’lere yaklaşması,üzerinde dikkatle durulması gereken bir başka husus olsa gerek.

16 yaşından küçük çocukların uyuşturucu kullanma oranının %7,3 olması,tehlikenin gittikçe büyüdüğünün bir göstergesidir. Bu durum bize şunu da ifade etmektedir. Uyuşturucu ilköğretim çağındaki çocuklara kadar inme eğilimi taşımaktadır. 

UYUŞTURUCU KULLANANLARIN AİLEVİ DURUMLARI. (1997) 

AİLESİ

SAYISI

      ORANI(%)

YOK

133

10,2

VAR

847

 65,2

VAR-AYRI YAŞIYOR

110

13,0

TOPLAM

1300

100,0

            Tabloda görüldüğü gibi uyuşturucu kullananların iddia edildiği gibi çoğunun kimsesiz ve yalnız olan insanlar olmayıp,bir ailesi olanların kullandığı görülmektedir. Bu da bize gösteriyor ki ailelerin çocuklarına sahip çıkmaması,onlara gerekli sevgi ve şefkat göstermemesi,arkadaş çevrelerini iyi takip etmemeleri,çocuklarını manevi değerlerimiz yönünden eksik bırakmaları ve çocuklara gerekli ilginin gösterilmemesi  gibi nedenler çocukları uyuşturucu simsarlarının tuzaklarına düşürmektedir.

UYUŞTURUCU KULLANANLARIN İŞ DURUMU.

            Uyuşturucu madde kullananlar arasında yapılan ankette (1997) düzenli bir işi olmayanlar ve işsizler çoğunlukta olmakla birlikte düzenli işi olanlarında uyuşturucu  kullanabildikleri görülmüştür. Yapılan ankette bu durum açıkça görülmektedir.

 

İŞ DURUMU

SAYISI

ORANI(%)

DÜZENLİ İŞİ VAR

500

37,5

DÜZENSİZ ÇALIŞIYOR

486

36,5

İŞSİZ

347

26

TOPLAM

1333

100.0

 

 

KADIN VE ERKEK KULLANICILARIN ORANLARI İSE ŞÖYLEDİR.( 1997)

            Erkeklerin kadınlara göre daha fazla uyuşturucu bağımlısı oldukları gözlenmiştir. Aynı durum ülkemizde uyuşturucu madde kaçakçılığına karışanlar açısından da paralellik arzetmektedir. 

CİNSİYET

SAYISI

ORANI

ERKEK

1278

95,7

KADIN

   57

  4,3

TOPLAM

1335

100.0

            Tabloda da görüldüğü gibi erkeklerin oranı kadınlara göre bir hayli yüksektir.   

1997 YILINDA YAPILAN ARAŞTIRMALARDA UYUŞTURUCUYA ALIŞMA NEDENLERİ VE ORANLARI.

            Emniyet güçlerince yakalanan,uyuşturucu sanıkları arasında yapılan ankete göre, uyuşturucuya başlama nedenleri ve oranları aşağıdaki tabloda açık şekilde gösterilmiştir. 

                     NİÇİN BAŞLIYORLAR(1997)

BAŞLAMA NEDENİ

 

SAYISI

ORANI(%)

Merak

522

39,5

Arkadaşlık

566

42,7

Eğlence

44

3,3

Sorunlar

192

14,5

TOPLAM

1324

100,0

            Yukarıdaki tablodan da anlaşılıyor ki arkadaş çevresi ve merak uyuşturucuya alışma sebeplerinin başında gelmektedir. Bu durum bize “söyle arkadaşını söyleyeyim kim olduğunu” sözünün ne kadar doğru olduğunun ifadesidir. Yine çeşitli adlar altındaki eğlence ve sorunlar, uyuşturucuya alışma nedenlerinden bazılarını oluşturmaktadır. Daha fazla söze ne gerek var, tablo her şeyi açıkça ifade etmektedir.

UYUŞTURUCU KULLANANLARIN EĞİTİM DÜZEYLERİ. (1997) 

EĞİTİM DÜZEYİ

SAYISI

ORANI(%)

EĞİTİMİ YOK

119

8,9

OKUR YAZAR

113

8,5

İLKOKUL

725

54,3

ORTAOKUL

176

13,2

LİSE

176

13,2

YÜKSEK OKUL

25

1,9

TOPLAM

1334

100,0

             Görüldüğü gibi uyuşturucu kullananların eğitim düzeyi oldukça düşük. Yakalanan sanıkların ancak %1,9’u yüksek okul mezunu olması da bunu göstermektedir. %26,4’nün orta ve lise , %71,7 sinin ilkokul ve aşağı eğitim seviyesinde oldukları görülüyor. Eğitim seviyesi yükseldikçe insanların uyuşturucu kullanma oranı da o derece düşmektedir.

 1997 YILINDA UYUŞTURUCUDAN YAKALANANLARIN MADDE   CİNSİNE GÖRE DAĞILIMI DA ŞÖYLE TESPİT EDİLMİŞTİR. 

SANIKLARIN MADDE CİNSİNE GÖRE DAĞILIMI

                                        (1997)

UYUŞTURUCU MADDE

SANIK SAYISI

ORANI(%)

ESRAR

3462

65,0

EROİN

1315

24,7

KOKAİN

171

3,2

AFYON

96

1,8

BAZMORFİN

41

0,8

UYUŞTURUCU HAP

205

3,8

ASETİK ANHİDRİT

38

0,7

TOPLAM

5328

100,0

             Maalesef bugün bir kısım genç içki ve diğer uyuşturucu maddelerle,içinde bulundukları sıkıntıları hafifletmeye ve güya unutmaya çalışmaktadırlar. Bu yaş grupları genellikle uyuşturucuya BİRA ve SİGARA ile başlamaktadırlar. Bira kullananlar daha sonra alkole,alkol kullananlar uyuşturucuya daha yatkın hale gelmektedirler. Aynı şekilde sigara kullananlar esrar ve benzeri uyuşturuculara daha duyarlı hale gelmektedirler. Bu tip insanlar kötü niyetli kişilerce istismar edilmeye daha elverişli zemin oluşturmaktadırlar.

            Ergenlik dönemi, düşünce,duygu ve fiziksel olarak değişimlerin olduğu dönemdir. Ergenlik döneminde yaşanan yalnızlık,insanlarla ilişki kurma güçlüğü,kabullenilmeme duygusu,çeşitli sıkıntılar,ilgi toplama isteği ve sevgi ihtiyacı gibi nedenler kişileri uyuşturucu madde kullanımına itebilmektedir.        Bu maddelere bağımlılık,kişide fiziksel,ruhsal ve sosyal sorunlara yol açabilen bir rahatsızlıktır. Bu durum kişilerin en üretken olması gereken döneme rastlamakta ve böylece ekonomik maliyeti oldukça yüksek olmaktadır.

            Bir ülkede gençler arasında uyuşturucu madde alışkanlığının yayılması demek gelecekte ülkeyi,serseri,vatan ve millet sevgisinden uzak,milli ve manevi değerlerden mahrum kalmış insanlara teslim etmek demektir. Bakınız kitabımız KUR’ANI KERİM maide süresinin 90-91. Ayetlerinde bizleri bu konuda nasıl uyarıyor. ”Ey insanlar! İçki,kumar,putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçınınki kurtuluşa eresiniz” diyerek bütün insanları uyarmaktadır.

Yine peygamberimiz Hz. Muhammed’in şu hadisi şeriflerine kulak verelim.”İçki bütün kötülüklerin anasıdır”.”Çoğu sarhoşluk veren şeyin azıda haramdır” demek suretiyle insanı uyuşturan bütün maddelerin zararlarına işaret etmiştir.

Yapılan araştırmalara göre uyuşturucu kullanımı ülkemizde de yıldan yıla artış göstermekte, gereken tedbirlerin alınmadığı taktirde bu uyuşturucu belası Türk gençliğini ve ülkemizi büyük bir felakete sürüklemektedir. Son zamanlarda sokak ortalarında uyuşturucudan ölen insanları,dehşetle,ürpererek, televizyonlardan izliyoruz.

Aşağıdaki tablo ülkemizde yıllara göre uyuşturucudan ölenlerin sayısını açıkça ortaya koymaktadır.

1990 İLE 1998 YILLARI ARASINDA UYUŞTURUCUDAN HAYATINI KAYBEDENLERİN SAYISI ŞU ŞEKİLDE TESPİT EDİLMİŞTİR. 

YILLARA GÖRE UYUŞTURUCUDAN ÖLENLER

YIL

           ÖLENLERİN SAYISI

1990

                             10

1991

                                                  7

1992

                             11

1993

                             24

1994

                             10

1995

                             24

1996

                             37

1997

                             10

1998

                               7

            Zaman zaman basın ve Televizyonlardan ibretle izliyoruz. Kimisi bir duvarın dibinde,kimisi sokaklarda, kimisi de oturduğu evlerde,yanında uyuşturucu madde ve kullanım araçlarıyla birlikte ölü olarak bulunmakta ve hepimizi bir insan olarak kahretmektedir.

 Bir insan kendi kendini nasıl katleder bunu anlamak mümkün değildir. Allah herkese akıl fikir versin diyelim.

 İŞTE  BİR İBRET LEVHASI


SONUCUN BÖYLE OLACAĞINI BİLMELİYDİN!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYUŞTURUCUNUN İNSAN ÜZERİNDEKİ BAZI OLUMSUZ   ETKİLERİ 

1-Beyin Ve Merkezi Sinir Sistemini Tahrip   Eder 

2-Delilik,Erken Bunama,Hafıza Kaybı Ve    Felç 

3-Depresyon(Fizik Ve Moral Çöküntü)  

4-Sayıklama,Saçmalama(Hezeyan) 

5-Hayal Görme Ve Hayallerle  Yaşama(Halüsinasyonlar) 

6-Ölüm Arzusu Ve İntiharlar 

7-Ani Ölümler 

8-Endişe Ve Korkular 

9-Şüpheler,Ters Yorumlar 

10-Zaman Kavramlarında Çarpıtmalar 

11-Erkeklerde İktidarsızlık 

12-Kalp Ve Kan Düzensizlikleri,Şekil  Bozuklukları Ve  Felçler 

13-Karaciğer Ve Böbreklerin İflası 

14-Nefes Darlığı,Öksürük Ve Boğulma Hissi 

15-Zehirlenmeler  

16-Cinayet,Gasp, Her Türlü Fuhuş Ve   Anarşi  

17-Aıds,Frengi,Kanser,Verem Ve Kangren Gibi Amansız Hastalıklar Meydana Getirirler.     

GENÇLERİ  UYUŞTURUCUYA İTEN BAZI SEBEBLER
 
1-Bilgisizlik

2-Özenti

3-Birayı İçkiden Saymama

4-Grup Baskıları

5-Merak Etme

6-Çevreye Uyma Gayretkeşliği

7-Kendini İspatlama Gayreti

8-Genetik Yapının Maddeye Yatkınlığı

9-Kişilerdeki Manevi Boşluk

10-Ailevi Problemler

11-Eğitimdeki Yetersizlikler

12-Uyuşturucu Kültürü

13-Dış Güçlerin Ajanları Ve   İşbirlikçilerinin   Hedeflerinin   Gençler Olması

14-Kimsesizlik Ve Başı Boşluk

15-Özel Günlerde Kullanılan Bira Ve  Alkollü İçkiler Gibi  Etkinlikler Gençleri Uyuşturucu

     Maddelere  Bağımlı Hale Getiren Sebeplerden  Bazılarıdır. 

UYUŞTURUCU BAĞIMLISINI NASIL TANIRIZ? 

1-Kişinin ilaçları saklamaya veya  gizlemeye çalışması

2-Cilt üzerinde mor ve siyah iğne  yerlerinin bulunması (kol,el üstü ve  bacaklarda)        

3-Damarlar üzerinde su toplamasını  andıran   iltihapların varlığı

4-Uyuşukluk ve devamlı vücudunu   kaşıma eğilimi

5-Gözbebeklerinin büyük ölçüde   değişmesi

6-Kişinin oturup gözlerini boşluğa   dikmesi

7-Şırınga gibi uyuşturucu aletlerin  bulunması

8-Bağımlılara mahsus argoların  kullanılması

9-Kişinin belli zamanlarda ortadan  kaybolma eğilimi

10-Kişinin geliri ile harcamaları  arasındaki dengesizlik

11-Önceden güvenilir olan bir kişinin cinayet,gasp,hırsızlık, fahişelik v.b  suçlara  yönelmesi

12-Madde alma zamanı geldiğinde göz sulanması,burun akması,ağrı,kaşıntı, esnemeler ve göz

      bebeklerinin   büyümesi

13-Sinirlilik ve kriz tutması

14-Cebinde veya eşyaları arasında çeşitli toz ve benzeri  maddelerin  bulunması

 
UYUŞTURUCU BAĞIMLISINA YARDIM

            Uyuşturucu kullanımının yukarıda saydığımız işaret ve belirtilerini teşhis ederek,gecikmeden gerekli tedbirlerin alınması gerekir.

            Bunların başında aile,öğretmen ve okul-aile  işbirliğinin sağlanması büyük önem taşımaktadırlar.

            Uyuşturucu bağımlıları,tıbbi tedaviye muhtaç olan hastalardır. Uyuşturucu kullanımı ne kadar erken fark edilirse,bağımlının kurtulma şansı o kadar yüksektir. Bunun için bağımlının annesi,babası veya kendisi derhal ilgili uzman doktora veya kuruma başvurmalıdır. Aksi taktirde uyuşturucunun yaptıramıyacağı hiçbir kötülük yoktur. Buna örnek şöyle bir hikaye anlatılır.

Bir mahallede halim,selim,herkese yardıma koşan,güvenilir,dürüst bir adam vardır. Mahallede bu adama göz koyan bir kadın,bir gün küçük çocuğuna bu adamı, evinin çeşmesi bozuk bahanesiyle eve çağırtır. O yardımsever ve dürüst insan hiçbir art niyet taşımadan kadının evine gider. Kadın hemen kapıyı arkadan kilitleyerek daha önceden kurmuş olduğu plan gereğince şöyle der.

-         Kadın: ”Ben senin olmak istiyorum, onun için çağırttım çocuğa seni” der .

-         Adam: ”şaşkın şaşkın bu ne demek oluyor,sen utanmıyor musun böyle konuşmaya,ben bu zamana kadar kimseye hiçbir kötülük yapmadım,hiç kimsenin ırzına,namusuna,malına, mülküne yan gözle bile bakmadım,Allah aşkına  aç şu kapıyı ben gideyim” der.

-         Kadın: “eğer dediklerimi yapmazsan pencereyi açar bağırırım. Seni bütün mahalleye rezil ederim” diyerek adamı tehdit eder. Kadın isteklerini şöyle sıralar.

1-“Ya benimle olacaksın”

2-“Ya şu çocuğu öldüreceksin”

3-“Yada şu içkiyi içeceksin” der.

            Adamcağız düşünür,taşınır kendi kendine karar verir. Kadına sahip olsam büyük bir günah işlerim. Çocuğu öldürsem katil olurum oda büyük bir günah,en iyisi şu içkiyi içip de, şu kadının elinden  kimseye rezil olmadan hem kurtulurum,hem de zararı sadece kendime olur der.

            Adam alır masanın üstündeki içki şişesini lakır lakır içer. İçer ama adamcağız kendinden geçer. Zil zurna sarhoş olur. O sarhoş kafayla adam kadına tecavüz eder. Bu sırada çevrede dolaşan küçük çocuk gözüne ilişir. Eyvah bu çocuk bizi gördü,başkalarına anlatır diyip çocuğu boğazlayarak öldürür. Böylece içkiyi içmekle bütün kötülüklerin anasına teslim olduğunu ayıkınca anlar ama kendine geldiğinde maalesef yeri,aynı suçlardan hüküm giymiş mahkumların arasıdır artık.

            Uyuşturucuya karşı en etkili tedbir, çocuklara ve gençlere sevgi ve şefkatla yaklaşmak,milli ve manevi değerlerimizle onları donatmak,onları kendi öz benliklerinde “UYUŞTURUCUYA HAYIR” diyebilecek bir irade yapısına kavuşturmakla  mümkün olabilir.

 UYUŞTURUCU TEHLİKESİNE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER

            Uyuşturucu maddelerden korunmada en önemli görev ailelere düşmektedir. Aile toplumun temel taşıdır. Bir bakıma aile yapısı ne ise toplumun yapısı da odur. Anne ve babalar çocuklarını yakından tanıyıp onların her türlü problemlerini öğrenip çözüm yolları aramalıdır. Her şeyden önce anne ve babalar çocuklarına örnek olacak davranışlarda bulunmalı, çocukların yanında tartışıp kavga etmemeli,onların yanında boşanmaktan veya ayrılmaktan bahsedilmemelidir. Sağlıklı çocukların sağlıklı ailelerden yetiştiğini hiçbir zaman unutmamalıdır. Aile sevgisi ve huzurundan uzak yetişmiş bir çocuğun ileride birtakım psikolojik ve sosyolojik problemlerle karşılaşması muhtemeldir.

            Anne ve babalar çocuklarının kimlerle arkadaşlık yaptıklarını,nerelere gidip geldiklerini ve nelerle meşgul olduklarını çok iyi bilmeleri ve kontrol etmeleri gerekir. Çocukları harçlıksız bırakmamaları,fakat çok fazla parada vermemeleri gerekir. Bir atasözümüzde belirtildiği gibi ”az verme hırsız,çok verme arsız olur” sözü uyarınca çocuklara ihtiyacı kadar para verilmeli ve harcama alanları da kontroldan uzak tutulmamalıdır.

            Evlerde bira ve diğer içki türleri ikram vasıtası olarak kullanılmamalı,çocuklara bu tip ikramlarda bulunulmamalı,onları her türlü uyuşturucu zemini olabilecek ortamlardan uzak tutmalıdır.

            Çocuklara her türlü sevgi ve şefkat gösterilmeli,onların kendilerine güven duygusunu geliştirmeleri için desteklenmeli,kişilikli birer insan olarak yetişmeleri için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.

            Çocuklara manevi değerlerimiz daha küçük yaşlardan itibaren çok iyi öğretilmelidir. Çünkü yüzyıllardır milli ve manevi değerlerimiz bütün bu tehlikelerin panzehiri olmuştur. Gençlerin aile huzur ve mutluluğunu doyasıya yaşamaları için her türlü fedakarlıktan kaçılmamalıdır. Onları kendi istekleriyle, uyuşturucu ve her türlü tehlikeli maddeye karşı hayır diyebilecek iradeye sahip birer insan olarak yetiştirmek gerekir.

            Böyle bir aile ortamında yetişen çocuklar büyük ölçüde uyuşturucu alışkanlığından korunmuş,tehlike daha başlamadan önce kaynağında kurutulmuş olur.

            Bu konuda gençlerinde dikkat edeceği bazı hususlardan da bahsedelim. Gençler gerçek sevgi ve mutluluğu mutlaka kendi aile yuvalarında aramalıdırlar. Arkadaş seçerken kendilerini kötü yollara sürükleyebilecek kişilerden uzak tutmalıdırlar. Ne yazık ki kötü alışkanlığı olmayan gençler,kötü alışkanlığı olanlar tarafından etkilenmektedir. Halbuki bunun tam tersi olması gerekir. Kötü alışkanlığı olanlar,olmayanlar tarafından,bu bataklıktan kurtarılmalıdır.

            İçki,uyuşturucu,kumar,şans oyunları,sapıklıklar, fuhuş,evden kaçma gibi faaliyetlerin tamamını besleyen ve ortaya çıkaran ortama “uyuşturucu kültürü” adı verilir. Bu kültürün kök saldığı birahane,bar, pavyon,diskotek,meyhane,kumarhane v.b yerlerden uzak durmalıdırlar.

            Uyuşturucuyla mücadelede canla başla çalışan emniyet güçlerimize paralel olarak eğitim kurumları,radyo,televizyon ve yazılı basına da büyük görevler düşmektedir. Bu kurum ve kuruluşlar alkol, uyuşturucu ve bütün zararlı maddeler konusunda halkımızı ve geleceğimizin güvencesi olan gençlerimizi ilmi ve etkili biçimde bilgilendirmelidir. Sık sık bu konuları ilmi olarak dile getirecek uzmanları konuşturmalı ve her kesimdeki insanlarımıza gerekli mesajlar iletilmelidir. Bütün bu kurum ve kuruluşlar koordineli olarak çalışmalı,faaliyetlerinde birbirleriyle yardımlaşmalıdırlar.

            Gençlere birtakım uyuşturucu tacirlerinin nasıl insanlara yaklaştıkları,nasıl uyuşturucu  pazarı oluşturdukları anlatılarak aydınlatılmalıdır.

 Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz. Tanınan veya tanınmayan bir kişinin alkolü, uyuşturucuyu övmesi, acayip şekilde sarılmış sigara ikram etmesi,hatta bunlardan kendine hediye edebileceğini söylemesi gibi sözlere kesinlikle aldanılmaması ve böyle kişilerden hemen uzaklaşılması gerekir.  

BİLİNMESİ GEREKEN BAZI UYARILAR.

1-Vücudunuza giren 1 gram eroinin, beyninizdeki 1 milyon  hücreyi  öldürdüğünü;

2-Bütün uyuşturucuların önce aklı, sonra hayatı  mahfettiğini;

3-Uyuşturucunun bir nevi ölüm denemesi  olduğunu;

4-Uyuşturucu bağımlılarının aıds taşıyıcısı  olduklarını;

5-Uyuşturucuların ateşli silahlardan daha tehlikeli  olduklarını;

6-Birahanelerin,barların,pavyonların,diskoteklerin uyuşturucu zemini olduklarını;

7-Her çeşidi ile uyuşturucuların  birer intihar yolu  olduğunu;

8-Uyuşturucuların insan vücuduna gram gram girerek  zehirlediğini;

9-Trafik kazalarının %61’ni alkollü sürücülerin  yaptığını;

10-Eşlerini dövenlerin %70’nin  alkollüler olduğunu ;

11-Şiddet olayları ve ırza tecavüz suçlarının %50’sinin alkollüler tarafından işlendiğini;

12-Aile facialarının büyük bir kısmının nedeninin alkol  olduğunu;

13-“Beni uyuşturursanız sizi nasıl idare  edebilirim?”diyenin“beyin” olduğunu;

14-“1 gram eroin için kimlere satılmadım  ki”; diyenin uyuşturucu bağımlısı   olduğunu; 

15-Bir  defa alkol ve uyuşturucu almaktan ne çıkar ki; diyenin  “alkol ve uyuşturucu bağımlısı”  olduğunu;

 16-Tek sigara bir paketin,tek kadeh bir  fıçının  anahtarı  olduğunu;

17-İnsan vücuduna alkol koymanın,makine yataklarına kum koymaya benzediğini;

 18-Her türlü rezalet ve sefaletin, uyuşturucu ve alkolden geçtiğini;

19-Bütün kötülüklerin anasının “alkol” babasının da“uyuşturucu”  olduğunu;

 20-Ölüme yolculuğa  “altın vuruş”  dediklerini;

 


         İŞTE (SOKAK ORTASINDA) BİR ALTIN VURUŞ!

 

 

 

 

 

 

 

21-Trafik işareti DUR! demeden,


alkolün nasıl DUR! dediğini;

 


 

 

 

 


 

 

RAHMETLİ 


 

                               

 

BABAMDA BÖYLE BOYLAMIŞTI ! 

 

22-“Seni tanıyorum ve senden nefret


 ediyorum”  diyenin  bilinçli (şuurlu) insanlar olduğunu;

 

           

bilmemiz gerektiğine inanıyorum.

 

            O zaman ben diyorum ki Modern insan ve toplumlar alkol ve uyuşturucu tehlikesine karşı uyanık olmak zorundadırlar. Ülkemizin PKK’den daha tehlikeli olan alkol ve uyuşturucu tuzağına düşmemesi için önce biz eğitimcilerin gençlerimize bu yönde örnek olmamız ve gençlerimizi bu konuda bilgilendirmemiz  gerektiğine inanıyor,sonra gençlerimizin alkol ve uyuşturucu şebekelerinin oyunlarına gelmemesi,bir defa denemekten ne çıkar diyerek ilk adımı atmaması,ayrıca gençlerimizin maddi ve manevi değerlerimizle donanarak,her türlü kötü alışkanlıkları kendi iradeleriyle reddedebilme yeteneğine kavuşturulması gerektiğine inanıyorum.

Aydınlık Türkiye için bütün kişi,kurum ve kuruluşların bu konuda üzerine düşen görevi yapması ve her türlü fedakarlıktan kaçmaması gerektiğini diliyorum.

 

  Prof.Dr. Refik OSMANOĞLU (Azeri-Rus Bilimler Akademisi öğretim üyesi)

KAYNAKLAR

1-İçişleri bakanlığı kaçakçılık ve organize suçlarla

   mücadele başkanlığı verileri. (1998 genel

   değerlendirmeleri ANKARA).

2-Türkiye’de gençlik sorunları. Nevzat YÜKSEL

3-AMATEM yayınları.

4-Türkiye yeşilay cemiyeti yayınları.

5-Çeşitli basın-yayın organları.