AYI İLE KURNAZ TİLKİ
İSMAİL SARIÇAY
E-Posta:İsaricay@gmail.com
Bir varmış bir yokmuş. Pireler berber iken, develer tellâl iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir Ayı ile Kurnaz Tilki varmış.
Ayı ile kurnaz Tilki arkadaş olmuşlar. Ayı’nın görevi bal bulmak, Kurnaz Tilki’nin görevi de Tavuk bulup gelmekmiş.
Yıllarca Ayı ile Kurnaz Tilki böylece geçinip gidiyorlarmış. Bir gün yine ayı bir teneke bal bulup gelmiş.
Ayı ile Kurnaz Tilki demişler ki, bu bal tenekesini şimdi açıp yemeyelim. Kış gelsin öyle yiyelim demişler ve anlaşmışlar.
Gel zaman git zaman Kurnaz Tilki’nin bir gün bal’a canı istemiş.
Ne yapsam da şu baldan Ayı’nın haberi olmadan yesem diye düşünürken, aklına bir fikir gelmiş.
Kurnaz Tilki kendi kendine demiş ki, akşam avlanmaya çıkarken bir bahane uydurup bu gün ben inimde kalayım ve balı doya doya yiyeyim demiş.
Bir gün tam avlanmaya çıkacakları zaman, Kurnaz Tilki, Ayı’ya demiş ki, Ayı kardeş bu gün ben avlanmaya gitmeyeyim demiş.
Ayı sormuş;
Neden gitmiyorsun?
Kurnaz Tilki;
Bugün dayımın bir oğlu olmuş. Onun adını vermeye gideceğim.
Ayı;
Peki o zaman sen kal, ben avlanıp geleyim demiş.
Ayı avlanmaya gittikten sonra, Tilki bal tenekesinin ağzını açmış. Doyuncaya kadar yemiş. Ondan sonra da sabaha kadar fosur fosur uyumuş.
Sabah Ayı, avlanıp ine döndüğünde, Tilki’yi uzanmış yatıyor olarak görmüş. Halbuki tilki yalancıktan derin uykudaymış numarası yapıyormuş.
Ayı, tilkinin böyle derin derin uyuduğunu görünce şöyle düşünmüş. Tilki kardeş çok uzaklara gidip geldi galiba. Ben geldim hala duymuyor. Sessiz olayım da iyice uyuyup dinlensin demiş.
Bir süre sonra kurnaz Tilki sanki çok yorulmuş gibi yavaş yavaş yerinden kalkmış. Hoş geldin Ayı kardeş. Ben çok uzaklara dayımın yanına gidip geldiğim için çok yoruldum, öldüm demiş.
Ayı Kurnaz Tilkiye sormuş.
Dayının oğlu mu, yoksa kızı mı olmuş?
Kurnaz Tilki;
Oğlu olmuş.
Ayı;
Adını ne koydunuz?
Kurnaz Tilki;
“Başlama” koyduk demiş.
Ayı;
Allah uzun ömürler versin. Allah analı babalı büyütsün demiş.
Kurnaz Tilki, aslında bal tenekesini açıp başladım demiş ama Ayı anlamamış. Yine Ayı ile Tilki arkadaşlıklarına devam etmişler. Birlikte avlanıp, birlikte yemişler.
Yine Kurnaz Tilki’nin bir gün canı bal istemiş. Bal yemek için Ayı’ya tekrar bir bahane uydurmuş.
Kurnaz Tilki Ayı’ya demiş ki;
Ayı kardeş amcamın bir çocuğu olmuş. Bana gel de adını ver git dedi demiş.
Ayı da Tilki’nin bu dediğine yine inanmış. Tamam o zaman git demiş.
Kurnaz Tilki; Ayı avlanmaya gittikten sonra, açmış bal tenekesinin ağzını başlamış yemeye. Yemiş yemiş iyice doymuş. Ondan sonra çıkmış bir tepenin başına yatmış. Devamlı Ayı’nın gelmesini gözlemiş. Ayı ine girdikten sonra, Tilki sallana sallana, yorgun numarası yaparak ine gelmiş.
Ayı, Kurnaz Tilkiye sormuş;
Amcanın nesi olmuş.
Kurnaz Tilki;
Kızı olmuş.
Ayı;
Peki adını ne verdiniz?
Kurnaz Tilki;
Ayı kardeş onun adını da “yarılama” koyduk demiş.
Ayı;
Allah uzun ömürler versin demiş.
Aslında Tilki, kışlık bal tenekesini yarıya indirmiş. Onun için çocuğun adı “yarılama” demiş. Ancak Ayı yine anlamamış.
Gel zaman git zaman, tilkinin tekrar canı bal istemiş. Fakat kış da neredeyse başlaşmış.
Kurnaz tilki bu defa tekrar Ayı’ya;
Ayı kardeş dayımın ikinci çocuğu olmuş .Bana gel de çocuğun adını ver git dedi. Ben bu gün dayıma gideceğim demiş.
Ayı, Kurnaz Tilki’ye peki git, Ben avlanıp geleyim demiş.
Ayı avlanmaya gittikten sonra, Kurnaz Tilki hemen bal tenekesinin başına geçmiş. Ne kadar bal varsa hepsini bitirmiş. Tenekenin dibini iyice sıyırmış.
Kurnaz Tilki tam Ayı’nın geleceği zaman sere serpe yatmış. Durmadan inleyip zırıldıyormuş.
Ayı, ine gelip Kurnaz Tilki’yi öyle görünce sormuş.
Tilki kardeş, bir hayli yorulmuşsun. Dayının ikinci çocuğunun adını ne koydun?
Kurnaz Tilki;
“Bitirme” koydum Ayı kardeş “bitirme” demiş.
Eğer bir daha çocukları olursa, artık ben gitmeyeceğim. Çünkü çok yoruluyorum görüyorsun. Zaten kendilerine de söyledim. Bir daha çocuğunuz olursa adını kendiniz verin dedim demiş.
Derken kış gelmiş çatmış. Dışarıda soğuk, kar, kırağı şiddetlenmiş.
Böyle bir günde Ayı’nın aklına bal tenekesi gelmiş.
Ayı, Kurnaz Tilki’ye demiş ki;
Tilki kardeş artık getir de şu baldan yiyip biraz ısınalım demiş.
Tilki, hemen koşa koşa bal tenekesinin yanına varmış. Tenekeyi şöyle bir kaldırıp tıngırdatmış. Hemen koşarak Ayının yanına gelmiş.
Ayı kardeş, Ayı kardeş, tenekede bal mal yok. Teneke bom boş. Yoksa benim haberim olmadan, bir teneke balı sen mi yedin demiş?
Ayı bir anda şaşırmış.
Nasıl olur Tilki kardeş. Ben senden habersiz hiç yermiyim. Yoksa sen mi yedin?
Kurnaz Tilki yemin billah etmiş. Ben yemedim demiş.
Ayı o zaman demiş ki;
Bu balın burada olduğunu ikimizden başka kimse bilmiyor. O zaman bu balı ya ben yedim, yada sen yedin. Balı kimin yediğini bulmak için ikimizde birer yalağa büyük tuvaletimizi yapalım. Kiminkinde bal çıkarsa balı o yemiştir demiş.
Kurnaz Tilki;
Tamam kabul ediyorum. Ancak ben utanırım. Tuvaletlerimizi gece yapacağız. Sabah gün doğunca bakacağız demiş.
Ayı bu teklifi kabul etmiş.
İkisi de gitmiş birer yalak bulmuşlar. Belli uzaklıkta yerleştirmişler. Büyük tuvaletlerini gece yapmışlar. Gitmişler yatmışlar.
Kurnaz Tilki uyuyor numarası yaparak Ayı’nın uyumasını beklemiş. Ne zaman ki Ayı uyumuş, Kurnaz Tilki yavaşça kalkıp yalakları gidip değiştirmiş. Kendininkini Ayı’nınkinin yerine, Ayı’nınkini de kendininkinin yerine koymuş.
Sabah olmuş. İkisi beraber kalkmışlar doğru yalakların yanına gitmişler. Önce Kurnaz Tilkinin yalağına bakmışlar. Ballı değil.
Kurnaz Tilki demiş ki;
Gördün mü Ayı kardeş. Balı ben yemedim.
Bu defa Ayı’nın yalağına gitmişler. Bakmışlar ki Ayı’nın ki ballı.
Kurnaz Tilki Ayı’ya demiş ki;
Gördün mü balı sen yemişsin. İşte ortaya çıktı. Utanmadın mı benden habersiz balı yemeye demiş.
Ayı yemediğine dair yemin billah ettiyse de, Kurnaz Tilki durmadan Ayı’yı suçluyormuş.
Ayı demiş ki;
Tilki kardeş bu balı yemesine ben yemedim. Burada bir aksilik var. Çünkü yemediğim halde benim büyük tuvaletim ballı çıktı. O zaman bir müsabaka yapalım. Bu müsabakada kim yenilirse balı o yemiştir.
Kurnaz Tilki;
Söyle bakalım Ayı kardeş. Teklifin nedir demiş.
Ayı bünyesine güvenerek şöyle bir teklif getirmiş.
Bak Tilki kardeş, İkimiz de elimize birer sopa alıp inimizde dövüşeceğiz. Kim yenilirse balı o yemiştir demiş.
Kurnaz Tilki tamam ama ben kısa sopa alırım, sende uzun sopa alacaksın demiş.
Ayı;
Tamam kabul ediyorum demiş.
Kurnaz Tilki kısa bir sopa, Ayı da uzun bir sopa almış. Başlamışlar inin içinde dövüşmeye. Ayı’nın elindeki sopa uzun olduğu için, sopayı inin içinde istediği gibi kaldırıp indiremiyormuş. Kurnaz Tilki’ye bir defa olsun vuramıyormuş.
Kurnaz Tilki ise, elindeki kısa sopayla inin içinde, Ayı’yı evire, çevire dövmüş.
Ayı bakmış olacak gibi değil, durmadan dayak yiyor. Hemen Kurnaz Tilki’ye demiş ki;
Tamam, tamam Tilki kardeş, bu balı ben yemedim, ama dövüşü de sen kazandım. Balı ben yemediğim halde yarışmaları ben kaybediyorum. Böyle olunca da, balı ben yemiş oluyorum. Bu inin içi benim için dar geliyor. Bu dövüşü bir de inin dışında yapalım. Eğer dövüşü dışarıda da sen kazanırsan, çaresiz yemediğim halde ben yedim diye kabul edeceğim demiş.
Kurnaz Tilki;
Tamam Ayı kardeş. Teklifini kabul ediyorum ama, sopaları dışarıda değişirsek öyle demiş.
Ayı da tamam demiş. Sopaları değişmişler. Başlamışlar dışarıda dövüşmeye. Kurnaz Tilki uzun sopayla güçlü Ayı’yı hiç yanına yaklaştırmıyormuş. Uzaktan uzaktan durmadan sopa Ayı’nın sırtında patlıyormuş. Ayı ise Kurnaz Tilki’ye bir defa bile vuramamış.
Bakmış Ayı olacak gibi değil. Ha bire yine sopa yiyor.
Tilki’ye demiş ki;
Tamam Tilki kardeş bu dövüşü de sen kazandın. Yine söylüyorum. Bu bal’a benim elim bile değmedi. Tadına bile bakmadım.
Tilki kardeş bu balı, ben değil sen yedin. Ancak ben bunu akılsızlığım sayesinde ispat edemedim ve bütün yarışmaları kaybettim.
Senin kurnazlığın ve aklını kullanmandan dolayı ben kaybettim. Ben bu akılsız başımın cezasını daha çok çekerim demiş.
Böylece masalımız da burada bitmiş.