GENÇLİK

 

HEDEF BELİRLEMEK

  
  Başarı aynı yönde sonuna kadar gitmektir."Nereye gideceğini bilen kişiye yol vermek için dünya bir yana çekilir." Hangi yönde nereye kadar gidiyoruz? Tam olarak ne istediğinizi bilirseniz, çevrenizdeki güçler size nasıl yardımcı olacaklarını bilirler.

      Zihninize ne yapmak istediğinizi söylerseniz onu yapmak için çalışır. "Nereye gideceğini bilmeyen gemiye hiç bir rüzgar fayda vermez." sözü hedefsizliğin gerçek sonucunu ortaya koyuyor. Ne yapmak istediğinizi bilmiyorsunuz, ama çevrenizde binlerce fırsat rüzgarı uçuşmaya devam ediyor.

    Hedefiniz yoksa fırsatları nasıl kullanacağınızı, yelkenlerinizi ne şekilde ayarlayacağınızı bilemezsiniz. Kendilerini başarısızlığa mahkum edenler hedefi, zihinde dolaşıp duran hayallerle karıştırırlar. İsteklerin, dileklerin hedef olduğunu sanırlar. Sonuçta hedefsizliklerini değil de talihsizliklerini suçlarlar. Onlara, isteseler neler yapabileceklerini söyleseniz, inandıramazsınız.

     Büyük işler başaranların, bunu sadece hedeflerine borçlu oldukları konusunda ikna olmazlar. Her başarı, sahibinin bizzat kendisinin ürettiği bir şaheserdir. Başkasının ürettiği eseri satın alabilirsiniz, ancak kendi başarınızı satın alamazsınız. Uzun bir yolculuğa çıktığımızda mutlaka dikkate almamız gereken bir gerçek var: Öncesinde acı tattırmayan sonrasında zevk tattıramaz. Hamuruna alın teri damlamayan bir bina gösteremezsiniz. Ağlamamışsanız gülemeyeceksiniz. Uykularınız hiç kaçmamışsa, huzurlu uykulara kavuşamayacaksınız.

    Denizlerin derinlerindeki inciye ulaşmak istiyorsanız, derinliklerde dolaşmayı ve ahtapotla yüzleşmeyi göze almalısınız. Merak etmeyin, başaranlara zarar vermeyen acılar size de zarar vermeyecektir. Hedef belirleyebilmek için uykusuz kalmanız gerekiyorsa bunu göze alın.

     Hedef sahibi olduğunuzda tüm duruşunuz ona hizmet edecektir. Geçen tüm saniyelerinizde zihniniz hedef üzerinde düşünecek, konuşmalarınızı, ilginizi ve öğreniminizi hedefiniz belirleyecektir. Böylece dikilen bir ağacın beslenerek büyümesi gibi, hedeflerle dolu bir zihinde yaşatılan arzular içten içe inşa olmaya ve yeşermeye devam edecektir.

      Hedefsiz insan kökleri kesilmiş ağaç gibidir, yeşermez. Kökleriniz canlı mı? Her gece uyumadan önce, sulanmak isteyen büyük bir hedef kendisini size hatırlatıyor mu?

     Hedef üzerinde çalışırken dikkat etmemiz gereken belli kurallar vardır. Bu kuralları sistemli şekilde uygulayabildiğimiz ölçüde hedefimiz elimize verilecektir. "Hiç kimse bir şeyi elde edebileceğine inanmadığı sürece onu elde etmeye hazır değildir. Ne kadar hazır olduğunuzu ne kadar arzuladığınız belirler."

 

ZAMANINIZI ŞU ANDA NE KADAR ETKİLİ KULLANABİLİYORSUNUZ? 

Zamınınızı daha iyi yönetebileceğinize dair planlar yapmadan önce önemli olan, hangi alanlara daha çok zaman ayırmanız gerektiğini bilmektir. En önemli olan alanı başa alıp, ona yönelik çalışmalar yapmak, daha rahat bir uygulama planı hazırlamanıza imkan sunacaktır. 

Şimdi aşağıdaki soruları okuyarak, “evet” ya da “hayır” şeklinde cevaplayınız. 

ÖNCELİKLERİNİZ

1.       Asli görevinizin ana unsurlarını bildiğinizden emin misiniz?

2.       Hayatınızın hangi alanına ne kadar vakit ayırdığınızı biliyor musunuz?

3.       Bu yıl içinde, önümüzdeki 3 ve 5 yıl içinde ne yapmak istediğinizi biliyor musunuz?

4.       Hangi görevin daha önemli olduğunu rahatlıkla belirleyebiliyor musunuz?

5.       Rutin işlere gerektiğinden fazla vakit ayırıyor musunuz?

6.       Önemli konulara yönelik düşünce ve planlama faaliyetlerine ayırabilecek yeterli zaman bulabiliyor musunuz? 

AŞIRI ÇALIŞMA

7.       İşin zamanında yapılmasına yönelik stres ve endişe yaşıyor musunuz?

8.       Gerçekten yapacak çok işiniz olup olmadığını biliyor musunuz?

9.       Çok meşgulken bile ekstra işlere “evet” diyor musunuz?

10.    İş uğruna sosyal faaliyetlerinizden vazgeçer misiniz? 

GÖREVLENDİRME

11.   İşleri başkalarına vermektense kendiniz mi yapmayı yeğlersiniz?

12.   Belli işleri yapılmak için diğerlerine vermeyi işinizin önemli bir parçası olarak görüyor musunuz?

13.   İşin nasıl verilmesi gerektiğini planlıyor musunuz?

14.   Verdiğiniz işleri yapan kişiler o iş üzerinde çalışırken onları yetiştirmek ve destek olmak konusunda istekli misiniz? 

PLANLAMA

15.   Ekstra bir iş yapmak için zamanınız olup olmadığından her zaman haberdar mısınız?

16.   Eve iş götürüyor musunuz ya da işi bitirmek için geç saatlere kadar işte kalıyor musunuz?

17.   Bir gün içinde yapmak zorunda olduğunuz işin hepsini bitirmenin imkansız olduğunu düşündüğünüz oluyor mu?

18.   Randevularınıza sık sık geç kalır mısınız? 

TEKNİKLER

19.   İşlerinizi sık sık yarına bırakır mısınız?

20.   Bir sohbeti bitirmeyi zor bulduğunuz anlar oluyor mu?

21.   Telefon konuşmalarının ya da kişilerin sizi işinizden alıkoymasına izin verir misiniz?

22.   Toplantıların zaman kaybı olduğunu düşünür müsünüz?

23.   Uğraşmanız gereken çok sayıda okunacak belge var mı?

Bu sorulara “doğru” ya da “yanlış” diye cevap vermeyeceksiniz. Bu çalışma sadece size faydalı olabilicik metodları belirlemeye yöneliktir. 

Aynı zamanda hangi alanlara daha çok zaman ayırmak istediğinizi de öğrenmiş olacaksınız. 

“Evet” denecek sorular: 1,2,3,4,6,8,12,13,14 ve15

“Hayır” denecek sorular: 5,7,9,10,11,16,17,18,19,20,21 ve 22 

 GERÇEKTEN İŞİNİZ ÇOK MU? 

1.      İşteki hedeflerinizi biliyor ve işlerinizle öncelik sırasına göre ilgilenebiliyor musunuz?

2.      İşlerinizin nihai hedeflerinize ne derecede katkıda bulunduğunu biliyor musunuz?

3.      Günlük ve haftalık planda, neyi, hangi sıraya göre yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?

4.      Bir işe başlamadan önce onu ne kadar sürede bitirebileceğinizi biliyor musunuz?

5.      Hedeflerinize ulaşmak için haftada kaç saat çalışmak zorunda olduğunuzu biliyor musunuz?

6.      Mümkün olduğu kadar diğerleri ile iş paylaşımı yapıyor musunuz?

7.      İşlere zamanında mı başlıyor, yoksa onları erteliyor musunuz?

8.      Telefon konuşmalarını en aza indirebiliyor musunuz?

9.      Beklenmeyen görüşme ve konuşmaların önüne geçebiliyor musunuz?

10. Yemek arası ve küçük molalar verebiliyor musunuz?

11. Eğlence ve dinlenmeye yeterli zaman ayırabiliyor musunuz?

12. Diğer aile bireyleri ile ev işlerini paylaşabiliyor musunuz?

 Eğer yukardaki soruların çoğuna “evet” dediyseniz ve buna rağmen halen yapacak çok işiniz varsa, gerçekten aşırı çalışma sorunu ile karşı karşıyasınız demektir.

 

  TEMEL BAŞARI PRENSİPLERİ

o      Eleştirme, erteleme, suçlama, şikayet etme...

o      Karşınızdakini dürüstlük ve içtenlikle övün...

o      Karşınızdakinde güçlü bir istek uyandırın- yüreklendirin...

o      Karşınızdakine içten bir ilgi duyun...

o      Gülümseyin...

o      Karşınızdakine ismiyle hitap edin...

o      İyi bir dinleyici olun.Karşınızdakine, kendinden bahsetmesi için cesaret verin...

o      Karşınızdakinin ilgilendiği şeylerden bahsedin...

o      Karşınızdakinin kendini önemli hissetmesini sağlayın bunu içtenlikle yapın...

o      Bir tartışmadan en iyi sonucu almanın tek yolu, tartışmadan kaçmaktır...

o      Karşınızdakinin fikrine saygı gösterin ve asla ‘’yanılıyorsun’’ demeyin...

o      Eğer hatalıysanız bunu hemen kabul edin...

o      Konuşmaya dostça başlayın...

o      Karşınızdakinin size hemen’’evet’’ demesini sağlayın...

o      Bırakın konuşmanın çoğunu karşınızdaki yapsın...

o      Empati kurun...

o      Karşınızdakilerin düşünce ve isteklerine anlayışla yaklaşın...

o      Fikirlerinizi canlandırın...

o      Rekabet yaratın...

o      Konuşmaya içten bir iltifat ve övgüyle başlayın...

o      Karşınızdakinin hatalarına üstü kapalı bir şekilde değinin...

o      Karşınızdakini eleştirmeden önce kendi hatalarınızdan bahsedin...

o      Doğrudan emir vermek yerine sorular sorun...

o      Karşınızdakinin gururunu kurtarmasın izin verin...

o      Övgü ve takdirlerinizde içten ve cömert olun...

o      Karşınızdakine koruması gereken bir ün verin...

o      Karşınızdakine cesaret verin, hataların kolay düzeltilebilirmiş gibi görünmesini sağlayın.

  •  veeeeee Karşınızdakine SEVGİ gösterin...

 

 

 

 SORUMLULUK HAKKINDA BİR HİKAYE

 

Bu hikaye dört kişi hakkındadır.

Bunların isimleri herkes, herhangi biri, birisi ve hiç kimse idi.

 Yapılması gereken önemli bir iş vardı.

Herkesin yapması istenmişti.

Herkes, birisinin o işi yapacağından emindi.

Herhangi biri yapabilirdi ama hiç kimse yapmadı.

Birisi çok kızdı çünkü bu herkesin işiydi

Herkes herhangi birinin yapacağını düşünmüştü.

Herhangi biri yapabilirdi ama

Hiç kimse herkesin yapmayacağını anlamamıştı

 

İKNA SANATI

Karşınızdakinde güçlü bir istek uyandırın- yüreklendirin...
Karşınızdakine içten bir ilgi duyun...
Gülümseyin...
Karşınızdakine ismiyle hitap edin...
İyi bir dinleyici olun.Karşınızdakine, kendinden bahsetmesi için cesaret verin...
Karşınızdakinin ilgilendiği şeylerden bahsedin...
Karşınızdakinin kendini önemli hissetmesini sağlayın bunu içtenlikle yapın...
Bir tartışmadan en iyi sonucu almanın tek yolu, tartışmadan kaçmaktır...
Karşınızdakinin fikrine saygı gösterin ve asla ‘’yanılıyorsun’’ demeyin...
Eğer hatalıysanız bunu hemen kabul edin...
Konuşmaya dostça başlayın...
Karşınızdakinin size hemen’’evet’’ demesini sağlayın...
Bırakın konuşmanın çoğunu karşınızdaki yapsın...
Empati kurun...
Karşınızdakilerin düşünce ve isteklerine anlayışla yaklaşın...
Fikirlerinizi canlandırın...
Rekabet yaratın...
Konuşmaya içten bir iltifat ve övgüyle başlayın...
Karşınızdakinin hatalarına üstü kapalı bir şekilde değinin...
Karşınızdakini eleştirmeden önce kendi hatalarınızdan bahsedin...
Doğrudan emir vermek yerine sorular sorun...
Karşınızdakinin gururunu kurtarmasına izin verin...
Övgü ve takdirlerinizde içten ve cömert olun...
Karşınızdakine koruması gereken bir ün verin...
Karşınızdakine cesaret verin, hatalarını  kolay düzeltilebilirmiş gibi görünmesini sağlayın...
veeeeee Karşınızdakine SEVGİ gösterin...

 

ESERİ TAMAMLAMAK


     Pek çok insan hayatında devrim yapacak bir sıçrayışın tam ucuna gelir. Birazcık daha dayansa kendisini zirvede bulacaktır. Ama tırmanmayı bırakır. Bir adım daha atamamak, atılan binlerce adımın yok olmasına neden olur. Başarının olmazsa olmaz kuralı "yapmak"tır. Yapmayı anlamlı kılan bir kural vardır: Bitirmek.

   Bitmeyen iş yapılmamış iş gibidir. Hepimiz yüzlerce defa teşebbüste bulunduk. Aramızda binlerce insan başarının tam ucundadır. Sadece birazcık daha ısrar etmeye ihtiyacımız var. Size heyecan duyduğum bir kanundan bahsediyorum.

     Bu kanun sayesinde yüzlerce işinizi esere dönüştürebilirsiniz. Başladığınız işi bitirme alışkanlığının hayatınızı nasıl değiştirebileceğini biliyor musunuz? Hayatınızda küçük bir değişiklik yapacaksınız. Bu küçük değişiklik büyük değişiklikler üretecek.

     Zaten çalışmıyor musunuz? Zaten hayatın yükü omuzlarınızı ezmiyor mu? Zaten büyük çabalar içinde değil misiniz? Bir tek fark yapacaksanız hayatınızda. Bu fark tüm hayatınızı farklılaştıracak. Bu fark sayesinde sandığınızdan daha güçlü olduğunuzu göreceksiniz.

    Devleşmiş insanlar gibi dahileşebileceğinizi anlayacaksınız: Bitirmek. Başladığınız bir işi bitirinceye kadar devam etmek; başarı budur. Başarısızlıkların pek çok nedeni vardır. Ama en önemli nedenini şimdi öğreniyorsunuz.

      Bu öyle bir neden ki, diğer tüm kurallara uysanız bile bu kurala uymazsanız kesinlikle yolda kalırsınız. Burada sözünü ettiğimiz neden sizinle savaşacak olan en son düşmandır.

       Arzularsınız. Hedeflerinizi planlarsınız. Duygularınızı şiddetlendirirsiniz. Çalışmaya başlarsınız. Coşku ve heyecanınızı korursunuz. Ama bitiremediğinizde yenik düşersiniz, tüm çabalarınızın bir anda sonuçsuz kaldığını görürsünüz.

     Bitirememek yüzünden diktiğiniz gökdelen devrilir. Diplomalarınız ateşe verilir. Eserleriniz kül olur. Yeniden başa dönmek zorunda kalırsınız. Milyonlarca insanın yaptığı şudur: Bir eser inşa ederler. Eser ortaya çıkar. Harika bir çevre oluşur.

    Sonra da bir bomba koyarlar yaptıkları işin temeline, her şey yıkılır. "Olmadı" der adam. "Yapamıyorum" der. Yeniden, sıfırdan başlar. Her defasında başka bir işe sıfırdan başlarsanız zirveye ne zaman çıkacaksınız? "Temel" fıkralarına güler misiniz? Temel ile Cemal yüzerek Amerika'ya gitmeye, böylece bir dünya rekoru kırmaya sözleşirler. Trabzon'dan yola çıkarlar. İstanbul, Çanakkale boğazlarını geçerler. Ege'yi, Akdeniz'i, Cebeli Tarık boğazını aşıp okyanusun azgın sularına dalarlar.

   New York'un dev gökdelenleri, Amerikalıların meşhur Hürriyet Anıtı belirir. Temel Cemal'e seslenir: "Cemal, ben yoruldum uşağum. Geri döneyrum." Gerçekten de geri döner. Bu fıkraya güler geçeriz. Oysa çoğu zaman yaptıklarımız Temel'in yaptığından farksızdır. Bitmeyen iş yapılmamış iş gibidir. Çünkü bitmediğinde amacına hizmet edemez. Bitirmediğiniz hikaye yayınlanmaz. Tamamlamadığınız kitabı kimse okuyamaz.

     Lastiklerini çıkardığınız veya direksiyonunu takmadığınız bir arabayı kullanamazsınız. Yaratılışı analiz ettiniz mi? Eksik olan ne görebiliyorsunuz? İnsan vücudunun hangi parçası eksik? Tamamlanan eserle tamamlanmayan eser arasında küçük bir fark vardır. Bu küçük farkın ürettiği sonuç, olmakla olmamak arasındaki fark kadar büyüktür.

       İnsanın boğazından küçük bir damarın kesilmesini küçümseyebilir misiniz? Tüm vücuduna göre küçük olan o parça ortadan kalktığında tüm vücut ölür. Benzin borusunu kestiğiniz arabayı yürütemezsiniz. Ne kadar iyi yapılırsa yapılsın, tamamlanmayan iş can damarı kesilmiş vücut gibidir.

        En son çarkı takılmamış olan saat, yok olan saatten farksızdır. Üniversite diploması uğrunda yıllarınızı verirsiniz. Son yıl içinde tek bir dersi terk ederseniz sınıfta kalacaksınız. O dersi bitirmediğiniz sürece diplomanızı alamayacaksınız.

       Görüyorsunuz: Tam olarak bitmeyenle hiç yapılmamış olan arasında fark yoktur. Tam olarak bitmeyen iş hiç bitmeyecekse, hiç yapılmayandan daha kötüdür. Çünkü zamanınızı, emeğinizi, sağlığınızı alıp götürür. Amerikalılar araştırmışlar: Dünya ticaretinin % 80'ini, üç defadan fazla teşebbüs edenler ellerinde bulunduruyorlar.

     Biz aynı yolda yürümeye kaç defa teşebbüs ediyoruz? Yola çıkıyorsunuz, bir darbe kuşatıyor sizi ruhunuzdan, yıkılıyorsunuz. Vazgeçiyorsunuz. Eserinizi yetim bırakıyorsunuz. Olan bu değil mi?

     Doğduktan sonra çocuğunu sokağa atan anne canavar değil midir? Eserlerimize çoğu zaman yaptığımız budur.

<<Ana Sayfa