İCİKLER KASABASI
SİDAS(Saittai) Antik kenti
![]()
SİDAS'DA ÜÇ BOYUTLU GEZİNTİ YAPMAK İÇİN
TIKLAYIN
Hepimizin bildiği gibi Anadolu’da yaşamış onlarca medeniyet vardır.Bu medeniyetlerin kaybolanlarının birçoğu geriye herhangi bir kalıcı eser bırakamayanlardır.
Özellikle binlerce yıl öncelerine ait bilgilerimiz ya taşlara kazınan yazılardan ya da taşlarla oluşturulan mimari eserlerden edinilmektedir.
İşte biz bu yazı dizimizde Lidyalılara ait unutulmaya yüz tutmuş önemli bir tarihi kenti tanıtmaya çalışacağız.
Demirci Kaymakamının önderliğinde protokolün SİDAS ANTİK KENTİNE düzenlenen gezi videosuBu tarihi kentin orijinal adı Saittai’dir. Bu isim Türkler tarafından Sidas olarak değiştirilmiştir.
Sidas antik kenti, Manisa’nın Demirci İlçesine bağlı İcikler Kasabası sınırları içinde bulunmaktadır.
Sidas’ta henüz kazı yapılmamış olmasına rağmen toprak üstünde bulunan birçok mimari parça ile yerleşim alanı belirgin olup, önemli bir yerleşim birimi olduğu tarihi kalıntılarından anlaşılmaktadır.
Sidas’ın Roma döneminde de imar gördüğünü çeşitli kalıntılarda görmek mümkündür.
Sidas; güzel, kutlu orman manalarına gelmektedir.
M.Ö 600’lü yıllarda Lidyalıların parlak bir şehri olan Saittai antik kentine, Türklerin eline geçmesinden sonra halk Sidas adını vermiştir.
Antik kentin kalıntıları oldukça yoğun olmakla birlikte yüzyıllardan beri ilgilenilmediğinden dolayı büyük bir bölümü toprak altında kalmıştır.
Harabelerin bulunduğu alanın büyük bölümü toprak altında kaldığı için tarım alanları haline dönüşmüştür.
Hatta İcikler kasabasının en verimli arazileri Sidas antik kentinin bulunduğu alanlardır.
Bu antik kentle ilgili bu güne kadar dikkate değer bir araştırmada yapılmamıştır.
Sidas
’la ilgili bilgilerde böylece sınırlı cümlelerle ifade edilir hale gelmiştir.Bilinenler ise sadece dilden dile aktarılan bilgilerden ibarettir denilse yeridir.
Tüm ansiklopedi ve interneti taramamıza rağmen ulaşabildiğimiz bilgi bir iki cümleyi geçmemektedir.
İşte biz de bu birkaç cümleyle anlatılmaya çalışılan Sidas antik kenti hakkındaki bilgilere, dilden dile aktarılanları da ekleyerek tarihe ışık tutmaya çalışalım istedik.
Ancak bilimsel ve arkeolojik kazı yapıldığında antik Sidas'ın güçlü bir şekilde ayağa kalkacağından kuşku yoktur.
Sidas’ın tam ortasından bir dere geçmektedir. Bu derenin çevresinde çevreye saçılmış durumda birçok Lidya-Roma dönemi kalıntısı görülmektedir.
Özellikle antik Stadyum kalıntısı bugün hala sağlam durumdadır. Tüm ülkemizde olduğu gibi kaçak kazılarla bazı mezarlar açılmış ve birçok mezar ve tarihi kalıntılar defineciler tarafından defalarca tahrip edilmiştir.
Ancak 1960’lı yıllarda buraya bir koruma görevlisi tahsis edilerek bu talanın önüne geçilmiştir.
Lidya’lılar zamanında Sidas şehrinin önemli yerleşim merkezlerinden biri olduğu bilinmektedir.Kalıntılardan anlaşıldığına göre Sidas’ta ticaret ve sanatın çok gelişmiş olduğunu anlamak mümkündür.
Hatta tarihte ilk metal paraların Sidas’ta basıldığı İcikler’in büyükleri tarafından anlatıla gelmiştir.
İlk metal paranın Lidyalılar tarafından basıldığını tarihçilerinde kabul ettiğine göre bu anlatılanların doğru olma ihtimali yabana atılmamalıdır.
Yöre halkı bu gün bile Sidas yöresinde tarım işlerinde çalışırken çok sayıda bronz sikkelerle karşılaşmaktadır.
Nadir de olsa altın sikke ve heykellerinde bulunduğu söylenegelmiştir.
1960’lı yılların başında bir mezardan altın ayı heykelinin çıktığı anlatılanlar arasındadır.
Bazı cam şişelerde gözyaşı olduğu iddia edilen sıvılarında çıktığı görülmüştür.
Toprak ve cam eşyaların kırıntılarını ise bugün dahi her yerde görmek mümkündür.
Sidas harabelerinin en dikkat çekici kısmı ise kale giriş kapısı, açık hava tiyatrosu ve hükümet binası denilen bölümüdür.
SİDAS AÇIK HAVA TİYATROSU
Açık hava tiyatrosu, harabelerin güney doğusunda yer alır. Tiyatro U şeklinde olup üç tarafı büyük taşlarla yapılmış tribünlerden oluşur.Kuzey tarafı ise açık olan taraftır. Tribünlerdeki taşlardan yapılmış oturma yerleri, tek tek harflendirilmiş olup aralarında belli mesafelerle koridorlar bırakılmıştır.
1960’lı yılların sonunda İcikler kasabası halkı tarafından imece usulü üzerindeki çalı, pıynar ağaçlarıyla birlikte taş ve topraktan temizlenerek tiyatro tribünleri tamamen ortaya çıkarılmıştır.
Bu temizlikten sonra hem İcikler’in hem de Sidas harabelerinin tanıtımı amacıyla burada yağlı pehlivan güreşleri düzenlenmiştir. Düzenlenen güreşler bölgede büyük bir ilgi görmüş olup, bu güreşler bu tarihi alanda birkaç yıl tekrarlanmıştır.
Ancak daha sonra bu güreşler burada yapılmaz olmuştur. Bunun sebebi tiyatro sahasının bir tarım alanı olmasıdır. Dolayısıyla sahipleri tarafından ekilip biçilir duruma gelmiştir.
Tarihi tiyatronun tribünlerinin bulunduğu üç tarafının çevresi de tarihi mezarlıklarla çevrilidir. Bu mezarların bir kısmı halk tarafından ifade edilen şekliyle “Tekne taşları”ndan(Lahit) oluşmaktadır. Bu lahitlere gömülen ölüler yine taştan yapılmış kapaklarla örtülmüştür.
Taşların genişliği bir metre, derinliği yarım metre, boyu ise iki metre dolaylarındadır. Bu taş mezarlara, dilden dile dolaşan söylentilere göre Krallar veya kralların karısı, çocukları, anası, babası gibi yakınları konmuştur. Bu tekne mezarlardan çok büyük defineler çıkmış olduğu anlatılır.
Öyle anıt mezarlar ortaya çıkmıştır ki, adeta içinde yaşanabilecek niteliktedir.
Ancak bu mezarlar zamanla ya kapanmış ya da kapatılmıştır.
SİDAS HÜKÜMET BİNASI
Lidya’nın başkenti bilindiği gibi Salihli yakınlarındaki Sart’tır. Sart’ta kazılar yapılarak kentin bazı kısımlarının ortaya çıkarılması sağlanmıştır.
Sidas
’ta da böyle bir araştırma yapıldığında Sart’tan geri kalmayan hatta daha ileri bir mimari yapısının ortaya çıkacağı anlaşılmaktadır.Çünkü görünen harabelere bakıldığında, Sidas’ın yapı taşları daha özellikli ve teknoloji isteyen bir görünüm arz etmektedir.
Bilindiği kadarıyla Sart’tan sonra Lidyalıların en önemli şehirlerinin başında da Sidas gelmektedir.
İşte Sidas hakkında bizlere önemli bilgiler verebilecek kalıntılarından biriside hükümet binası denilen bölümüdür.
Bu bina yaklaşık beş-on ton ağırlığında dikdörtgenler prizması şeklinde işlenmiş taşlarla yapılmıştır.
Dışardan bakıldığında adeta kale niteliğinde yapılmış bir yönetim merkezi şeklini andırmaktadır.
Giriş kapısı kemer şeklinde olup taşlar birbirine kenetlenerek yapılmıştır. Binanın yapı taşlarından bazıları elli metre uzaklarda bulunmaktadır.
Dilden dile anlatılanlara bakılırsa bu bina büyük bir deprem neticesinde yıkılmış olup bu taşlar bu kadar uzaklara kadar gidebilmiştir.
Halk arasında bu binanın içinde ya da altında Sidas hazinelerinin de bulunabileceğine ilişkin büyük bir inanç yaygındır.
Büyük taşlarla yapılmış olan bu bina, defineciler tarafından da görüldüğü kadarıyla talan edilememiştir.
Çünkü hükümet binasının büyük taşlarla yapılması buranın kazılarak talan edilmesini engellemiştir.
Hükümet binasının çevresinde dikili taşlar ve parça parça kale duvarları hâlâ ayakta kalmaya direnmektedir.
Uzun yıllar önce dikili taşların(sütunların) bazıları yerlerinden çıkarılarak İcikler kasabası mezarlığının giriş kapısına yerleştirilmiştir.
Bu sütunların sayısı 150–200 dolayında olduğu, ancak günümüze çok azının ulaştığı ifade edilmektedir. Sütunların büyük bir kısmının da toprak altında kaldığı anlatılmaktadır. Önemli bir kısmının ise çeşitli nedenlerle kırılarak değişik amaçlarla kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Hükümet binasının yıkıntısı küçük bir tepecik şeklinde olup arkeologların kazı ve incelemelerini beklemektedir.
Binanın içinden tarihe ışık tutacak hangi eserlerin çıkacağı tüm bölge halkı tarafından merak edilmektedir.
Dileğimiz sidas’ın bu önemli kalıntılarının, ilgilenecek birilerinin dikkatini çekmesi ve gün ışığına çıkarılmasıdır.
Özellikle üniversitelerimize sesleniyorum. Sidas antik kenti bir ekibe, doktora tezi olarak verilebilir.
Bu ekip bu vesileyle Sidas gibi bir tarih hazinesinin ortaya çıkarılmasını sağlayabilir.
Böylece hem kayıp olmaya yüz tutmuş medeniyet eserlerini kurtarmış olurlar, hem de tarihe unutulmayacak nitelikte bir not düşerler.
SİDAS
YERALTI SARAYISidas’ın güney batısında taşlık ve kayalıklarla kaplı Nal Tepesi’nin kuzey batı kısmında yeraltı binaları ortaya çıkarılmıştır. Halk bu yeraltı binalarına, yeraltı sarayı demektedir. Önceden açık olan bu bölümler zamanla taş ve topraklarla dolmuştur.
Bu gün yeraltı sarayının tamamı taş yığınları ve ormanların altında kalmıştır.
Halk arasında Nal Tepesiyle ilgili şöyle bir hikâye de anlatılır.
Bunu da anlatmadan geçmeyelim.
Bu bir altın beşikle ilgili hikâyedir.
Hikâye şöyledir.
Zamanında Sidas’ta oturan zenginlerden birisi savaşlar dolayısıyla kaçmak zorunda kalır. Kaçarken çok sevdiği oğlunun altın beşiğini tekrar döndüğünde almak üzere Nal tepesinin doğuya bakan kısmında bir nar ağacının dibine gömerek bırakmak durumunda kalmıştır. Giderken kendisiyle birlikte kaçanlara derki “Hiçbir şey gözümde değil, ne ev, ne iş, nede şehir. O oğlumun altın beşiğini bırakmak var ya bana kıyametten daha ağır geldi. Eğer tekrar Sidas’a dönemezde bu beşiği alamazsam, bu altın beşik kimseye yar olmasın” der.
İşte anlatılan bu hikâye yüzünden taşlık kayalarla kaplı olmasına rağmen Sidas’ın güneybatı kısmına düşen Nal Tepesinin her tarafı defineciler tarafından, yüzlerce yıldır delik deşik edilerek, altın beşik bulunmaya çalışılmıştır.
Bulunmuş mudur bilmiyorum ama bulunduğuna dair hiçbir bilgi yoktur.
TARİHİ KUYULAR
Ayrıca Sidas'ta çok sayıda tarihi kuyular ortaya çıkarılmıştır. Bu kuyular tam bir silindir şeklinde olup, 25-30 metre derinliğinde, ağızları, ”Kayrak” denilen düzgün işlenmiş 5-10 santimetre kalınlığındaki taşlarla kapatılmıştır. Bu kuyuların bir kısmının içerisi toprakla zamanla dolmuş, bir kısmının içinde ise su bulunmaktadır. Kuyuların içleri define avcıları tarafından zaman zaman boşaltılmış olup içlerinden çeşitli kemiklerin çıktığı görülmüştür.
Çıkan kemiklerin mahiyeti bilimsel inceleme yapılmadığından dolayı tam olarak neye ait olduğu anlaşılamamıştır.
KIRAL YOLU:
Sidas
’ın tam kuzeyinden geçen ve tolaz tepelerini takip eden bir yol olduğu söylenir. Gerçektende bu tepeler üzerinde bazı taşların yol güzergâhında döşeli olduğunu 1960’lı yıllarda bizzat görmüştüm.Beraber koyun güttüğümüz o günün büyükleri, o döşeli taşların Sidas’a gelen Kralların yolu olduğunu söylerlerdi.
Hatta o tepelerin altında yeraltından giden tünellerinde bulunduğunu büyüklerimizden bizzat duymuşumdur.
Bu tünellerin, Sidasın batısına düşen ve yaklaşık Sidas’a sekiz kilometre uzaklıkta bulunan Kofurlu köyünün yakınlarından dışarı çıktığı anlatılmaktadır.
Doğruluğunu veya yanlışlığını yapılacak bilimsel araştırmalar ortaya çıkaracaktır.
AĞİN MAĞARASI:
Sidas
’ın tam kuzeyinde beyaz topraklı bir yar vardır. Buraya halk ağin(Ak in) adını vermiştir.Bu ağin denilen yer aslında küçük bir mağaradır. Bir insan emekleyerek içine ancak girebilmektedir. Zaman zaman merak edip girenlerin anlattığına göre belli bir mesafeden sonra içinde su bulunduğu ifade edilmektedir.
Suyun gittikçe derinleşmesi, mağaranın daha ilerilerine gitmeyi engellediği anlatılmaktadır.
Mağaraya girmeye teşebbüs edenlerinde define bulma amacıyla girmeye çalıştığı bilinmektedir.
Bu küçük mağaranın boyunun ne olduğu ve nereye kadar uzandığı maalesef şu güne kadar ortaya çıkarılamamıştır.
Ağin mağarasının uzunluğunun kilometrelerce devam ettiğine inanılmaktadır.
Bu mağara da gün yüzüne çıkacağı günü beklemektedir.
LİDYA SİLAH DEPOSU:
Sidas
’ın batısında bulunan ve adına “Katilin kaş” ya da “Kara balçık kaşı” denilen sırtların tam ortasında bulunan ve üzerinden yol geçen düzlük alanın altında Lidyalıların silah depolarının bulunduğu ifade edilir.Bu silah deposu olarak iddia edilen yerin üzerinden geçerken altta bir boşluğun olduğu dikkat edilirse fark edilmektedir.
Özellikle kağnı arabalarıyla üzerinden geçildiğinde “tok” bir sesin çıktığını herkes rahatlıkla fark edebiliyor.
Dedelerimizden ve babalarımızdan defalarca bu alanın altında bir silah deposunun bulunduğu iddiasını işitmişizdir.
Dedelerimiz ve babalarımızda kendi dedelerinden aynı iddiaları defalarca duyduklarını söylemektedirler.
Tüm bu iddialara rağmen bu güne kadar her hangi bir kazı, araştırma ve inceleme yapılmadığı için bu iddiaların gerçek olup olmadığı ortaya çıkmamıştır.
Bütün bu iddiaların ortaya çıkarılması için Sidas hakkında bilim adamlarınca yerinde incelemeler ve araştırılmalar yapılması gerekiyor.
Aksi takdirde tüm bu iddialar söylentiden öte gitmeyecektir.
SİDAS SİKKELERİ(Metal paralar):
Sidas’ta Lidya, Roma ve Osmanlı dönemine ait çok çeşitli sikkeler bulunmuştur. Bu sikkelerin üzerinde o günün devlet adamlarının resimleri, kadın resimleri, silahlı asker resimleri, çeşitli hayvanlara ait resimler vb. gibi çeşitli figürlerin yer aldığı görülmektedir.
İcikler halkı Sidas alanındaki tarlalarında çalışırken çok sayıda sikke bulmaktadırlar. Hala bu gün tarlalarda çalışanlar tarafından sık sık bu madeni paralarla karşılaşılmaktadır.
Çocukluğumuzda hatırlarım dışardan gelen antikacılar halkın bulduğu sikkeleri çok cüzi fiyatlarla toplayıp giderlerdi.
Ancak Sidas’a koruma görevlisi verildikten sonra bu antikacılar bir daha İcikler ve Sidas yöresine gelmemişler ve serbestçe dolaşamamışlardır.
SİDAS
’A NASIL GİDİLİR?Sidas
’a gitmek için İzmir-Ankara kara yolu üzerinde Salihli çıkışından sola Demirci yoluna girilir. Buradan Sidas, dolayısıyla İcikler kasabası 70 km’dir.Bu güzergâhtan giderken Köprübaşı ilçesini geçtikten sonra Borlu kasabasına ulaşılır. Borlu kasabasının çıkışında karşınıza bir köprü gelir. Köprüyü geçer geçmez
Sidas harabeleri diye bir levha vardır. O levhadan sağa, doğuya doğru hareket ederek 14 km. ilerlenir.
İcikler köyüne varmadan 2 km beriden Sidas harabeleri yazan yol ayrımından sağa sapınca, 1 km ilerlendiğinde, Sidas antik kenti kalıntılarının bulunduğu alanının tam ortasına varılır.
Burada karşınıza Sidas antik kentinin giriş kapısının kale duvarları çıkar.
Buradan itibaren Sidas antik kentinin aralıklarla da olsa birçok kalıntısını görmek mümkündür.
Kültür bakanlığı tarafından Sidas’a bir koruma görevlisi tahsis edilmiştir.
Koruma görevlisi Sayın Mustafa SARIÇAY gelen bütün yerli ve yabancı turistlere, Sidas’la ilgili gerekli bilgileri vererek her yönden yardımcı olmaya çalışmaktadır.
Anadolu tarihine ışık tutabilecek Sidas’ı, tüm ilgililere ve halkımıza duyurmak için araştırma konusu yaptık ve yayınladık.
Sidas’la ilgili ulaşabildiğimiz tüm bilgileri siz okuyucularımla ve halkımızla paylaşmaya çalıştık.
Dilerim üzerinde yaşadığımız topraklarda binlerce yıl önce yaşamış olanların bıraktıkları eserlerin tanınmasında bizimde bir katkımız olur.
Ayrıca Sidas’la ilgili bilgi ve fotoğrafları (http://www.iciklerkasabasi.mysite.com) web sitesinde de yayınlayarak tüm insanlığın bilgisine de sunmuş bulunuyoruz.
Bununla, unutulmaya yüz tutmuş Sidas’ın tanıtımının daha iyi yapılması halinde, hem İcikler kasabasına hem de ülkemize ekonomik ve kültürel bakımdan pek çok katkısının olacağını düşünüyorum.
Yerli ve yabancı, tarihe ve geçmiş medeniyetlere ilgi duyan, tüm tarih sevdalılarının Sidas'ı ziyaret ederek tanımalarının, bilgilerine yeni ufuklar açacağına inanıyoruz.
SİDAS'A YAZDIĞIMIZ ŞİİR.
GEZDİM İCİKLER SİDAS’I
Gezdim gördüm İcikler’i Sidas’ı
Yaşamış Osmanlı Bizans Lidya’sı
Geçmiş medeniyetin yatar hası
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın
Sidas’ın ayakta stadyum kal’ası
Saklı tarihin metal ilk parası
İlgi duyulmamış Lidya sonrası
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın
Muhteşem, Sidas mezarlar anıtlar
Üretilmiş taş bakır tunç sanatlar
Kaybolmuş sanat eseri kanıtlar
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın
Nal tepesinde saklı altın beşik
Sütunlar dik girişte kale eşik
Kral binası çarşısı delik deşik
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın
Kuzeyde durur Ağin mağarası
Altta döşeme mermer toprak arası
Güreş yeri gösteri arenası
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın
Tekne taşları olmuş Kral mezarı
Yanına gömülmüş eşi kızları
Konmuş şişeyle akan gözyaşları
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın
Ayakta direnir yaşlı sütunlar
Toprağın koynuna saklanmış onlar
Tarihe ilme ışık tutar bunlar
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın
Kırk direklidir yeraltı çarşısı
Yanda Nal tepesi Ağin karşısı
Bulunur mangırların Kral başlısı
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın
Akar tam ortasından kızıl pınar
Toprak altında hazineler yatar
Sarayı görenin yüreği yanar
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın
Gider gizli geçit Sidas Kofur’lu
Krezüs tatil yapar yanında oğlu
Taş döşelidir tarihi Kral yolu
Bekler kâşifi gün yüzüne çıksın.
İsmail SARIÇAY
25.12.2018*******
FORGOTTEN ARCHAIC CITY
“SIDAS”
As all we know that, many civilizations had lived in Anatolia.
Many of these civilizations couldn’t leave any permanent works.
Especially our knowledge about thousands of years before was obtained from either handwritings on stones or the architectural structures.
Here in this study, we will try to introduce an important, forgotten archaic city.
The original name of this archaic city is “Saittai.” This name has been changed as “Sidas” by Turkish people.
Sidas is in the borders of İcikler Town in Demirci, Manisa.
Many architectural structure parts and settlements are in sight in spite of doing no excavation. Ruins show us that Sidas is an important city.
Also it is seen on some ruins that Sidas was developed in Ancient Rome times.
Sidas word means beautiful, auspicious forest.
In B.C. 600, Saittai, the wonderful city of Lydia was named as “Sidas” after Turkish people captured it.
The ruins of this archaic city are so densely.
Much of these ruins are under the land for centuries and that land has become an agricultural area.
Moreover, the most productive fields of İcikler Town are the areas that Sidas archaic city is located.
No serious researches are made about this archaic city, so the information about Sidas is limited.
The known information about Sidas is what we heard from people.
We could find one or two sentences about Sidas though we researched many encyclopedias and Internet
Here we try to illuminate the history adding the information that what we heard about Sidas.
But it is a fact that Sidas will be alive when a scientific, archeological excavation is done.
A brook is passing through the middle of Sidas. There are many ruins belong to Lydia-Rome times around that brook.
Especially the ruin of archaic stadium is still not demolished. Some graves were pillaged by treasure hunters.
But a guard is charged in 1960’s and rubbery is prevented after that.
It is known that Sidas was an important city in Lydia times.
It is understood by the ruins that trade and art were very important in Sidas.
Even the old people of İcikler tell that the first metal coin was made in Sidas.
Moreover, the first metal coin is belonged to Lydia by historical sources.
Even today, İcikler people find bronze coins while working in agricultural areas.
Rarely some golden coins and statues are found.
It is told that a golden bear statue was found in a grave in 1960’s
There are some liquids in bottles that thought as tear.
It is possible to see the ruins of things that made of soil and glass.
The most interesting parts of Sidas are the castle gate, the open air theatre and government building.
SIDAS OPEN-AIR THEATRE
Open-air theatre is at the southeast of ruins. It is “U” shaped and surrounded by stands that made of big stones.
The North side of the theatre is unobstructed. The stone seats are signed with letters and there are corridors between them.
İcikler town people cleaned the surfaces of stands in 1960’s and the ruins become in sight.
An oily wrestling organization arranged to acquaint Sidas and İcikler.
This organization attracted people and it is repeated a few times in this historical place.
Because of being an agricultural area, the wrestling organization finished.
There are many historical graves around the theatre. Those graves are made of sarcophagus and the graves were covered with stones. The wideness of the Stone is one meter, the depth is half a meter, the height is two meters.
People tell that the graves belong to the king of Sidas and his family and there were many treasures in those graves.
There are huge graves that a person can live in it. But most of those graves closed by soil with the help of time.
SIDAS GOVERNMENT BUILDING
Sart is the capital city of Lydia which is near Salihli. Some excavations were done in Sart and some parts of the city were become in sight.
If some researches are made in Sidas like Sart, we may find better architectural structures.
One of the most important cities of Lydia is Sidas. Thus the government building will help us to have more information about the history. This building is made of huge stones about five or ten thousand kilos.
The building is like a castle and designed as a management center.
People tell that this building damaged by an earthquake and the stones scattered around. And they also tell that Sidas treasures may be under the building.
Treasure hunters can’t damage the building because the stones are very big.
There are some walls around the government building. They are still standing.
Long years ago, pillars are put on the gate of İcikler Town graveyard. There were 150-200 pillars but today there is a few. Some of these pillars are under the land and some of them were used for different things
The government building ruin is like a small hill and it is waiting for the archaeologists.
People are curious about what will be found when the excavation is done.
We hope that some people will recognize and discover Sidas.
Especially, universities can work on Sidas as a doctorate thesis.
With the help of these works, we can save a treasure of history for tomorrows.
SIDAS UNDERGROUND PALACE
Some underground buildings were discovered at the northwest of Nal Hill, the southwest of Sidas. People call these buildings as “underground palace”. Some parts of these buildings are lost by the effect of time.
Today whole buildings are under rocks and forest.
People tell a story about Nal Hill. I want to tell this story; it is about a golden cradle.
Once upon a time, there was a rich man in Sidas. He decided to escape from his city because of wars. He buried his son’s golden cradle while he was escaping and he said “if I can’t return here one day, I wish nobody can find my son’s cradle”.
Treasure hunters dug everywhere in Nal Hill to find the cradle that told in story but we don’t know whether it is found or not.
HISTORICAL WELLS
Moreover there are many historical wells discovered in Sidas.
They are cylinder shaped and the depth of well is 25-30 meters. Some of these wells are filled with soil and water. The treasure hunters looked for gold around the wells and they found nothing but bones.
KING ROAD
People say that there is a road at the North of Sidas. I saw some stones lined up as a road in 1960’s.
The old men of the time that we herd sheep together tell that it is the road of kings who visit Sidas. Even they say there are tunnels under ground. It will be understood when the researches are done.
Search:W.M.RAMSAY, The historical geography of anatolia. Map Page.100.
AGIN CAVE
There is a precipice with white soil at the North of Sidas. People call it “Ağin” (Akin). It is a small cave. You can enter in it by crawling. Some people say that there is water in it. So it is impossible to go forward in it. It is known that people enter to the cave to find treasure. It is thought that the cave is very big and it is waiting to be discovered.
LYDIA WEAPON WAREHOUSE
It is told that there is a weapon warehouse at the west of Sidas, in the middle of “Katilin Kaş” or the other name as “Kara Balçık Kaşı” hill. You can notice the cavity under ground while walking on it. It is more perceptible with an oxcart. Our grandfathers and grandmothers tell that it is a weapon warehouse but we don’t know if it is true or not.
A comprehensive research and excavation must be done in Sidas; otherwise we won’t be able to know the true history of the area.
SİDAS COINS
There are many coins found in Sidas belong to Rome, Lydia and Ottoman Empires. There are different types of pictures on those coins (kings, women, soldiers, animals).
İcikler people find many coins while working on their farmland. I remember that antique collectors bought coins from İcikler people with small mounts of money. But after the guards came, the collectors stopped buying and looking for coins.
HOW TO GO TO SIDAS?
By the İzmir-Ankara highway, enter the Demirci Road, at the end of Salihli. It is 70 km to İcikler, Sidas. You arrive to Borlu Village after Köprübaşı District. There is a bridge at the end of Borlu Village. You see a signboard as “Sidas Harabeleri”. Turn right by the signboard and go forward nearly 14 km. There is a signboard before İcikler Town that showing the road of Sidas. Go forward on that road and you will be in Sidas after 1 km. You will see the gate of Sidas. It is possible to see much of ruins of Sidas there.
The guard Mr. Mustafa SARIÇAY helps people to introduce Sidas.
We have searched Sidas to illuminate the history of Anatolia and tried to share the information with you. We hope to help people to know about history.
We share photos and information about Sidas at our web page; http://www.iciklerkasabasi.mysite.com
We think that it will be an important research for our town and country if Sidas will be discovered.
We are waiting for the people who are curious about Sidas, history and old civilizations.
İsmail SARIÇAY
Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.